Kahramanmaraş depreminde yıkılan bazı binaların kolonlarının kesildiği ve taşıyıcı sistemlerine zarar verildiği ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum araçlarda olduğu gibi binalarda da periyodik bakım zorunluluğu getirileceğini söyledi.
Türkiye’de şehirlerin deprem, sel, kuraklık ve diğer tüm afetlere hazır hale getirilmesi çerçevesinde hazırlanan Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin 3’üncü toplantısı Beşiktaş’ta yer alan Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde yapıldı.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya akademisyenler ve kurullarda bulunan uzmanlar da katılım gösterdi.
Toplantının sonunda Bakan Murat Kurum kapanış konuşması gerçekleştirdi. Bakan Kurum bu açıklamasında, “Sayın Cumhurbaşkanımız, 6 Şubat itibariyle depremlerin ve afetlerin süreci noktasında yeni bir miladın, afetlerle kesintisiz bir mücadelenin başlangıcı olacağını aziz milletimize duyurdular” ifadelerine yer verdi ve “Son derece kritik bir çalışma olan; tüm afet türlerine ilişkin erken uyarı gözlem istasyonlarını 81 şehrimizde yaygınlaştıracağız. Bütün millet bahçelerimizi afet toplanma alanı ve geçici barınma bölgesi konseptlerine uygun duruma getireceğiz” açıklamasında bulundu.
Bunun için olası afetlerde ihtiyaç olan; tüm ekipmanlar ve teknolojilerin hızla bu alanlarla yerleştirileceğine vurgu yapan Bakan Kurum, Ortaöğretim, lisans ve lisansüstü eğitim statülerinde ‘Afet Bilgisi Derslerini’nin de yaygınlaştırılacağının altını çizdi.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıklamasının devamında, ” İnşaat faaliyetlerinin olmazsa olmazı mikrobölgeleme etütlerini ülkemizin en ücra köşesinde yapılan inşaat faaliyetlerine kadar 81 ilimizde ayrıntılı jeolojik etüt çalışmasını yaygınlaştıracağız” diye konuştu ve jeolojik etütle ilgili nasıl yapı denetim sistemiyle bir denetim söz konusuysa, zemin etüdüyle ilgili de kamusal bir denetim olmasının zorunlu hale getirileceği düzenlemenin de hayata geçirileceğini vurguladı.
Dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması konusunda gerekli tüm yaptırımların uygulanacağına vurgu yapan Bakan Murat Kurum, açıklamasında “Türkiye’de dere yatakları ve sıvılaşma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, gerekirse kamulaştırma yolu da dahil olmak üzere çalışmaları kararlılıkla hayata geçireceğiz. Afet riskinin yüksek olduğu alanlarda kat yüksekliklerini sınırlandıracağız” ifadelerine yer verdi.
Radye temel kullanımını gerekirse bazı yerlerde zorunlu hale getirecek adımların atılacağını da belirten Kurum, “Bu noktada TOKİ’miz çok önemli bir sınav verdi. 11 ilde 143 bin konutumuz ayakta kaldı, TOKİ binalarımızda yaşayan 600 bin insanımızın burnu dahi kanamadı” açıklamasında bulundu.
Riskli olan kamu binalarının hızlı bir şekilde yenilenme sürecinin başlatılacağını dile getiren Murat Kurum, “Özel ve nitelikli yapılarda; çok katlı ve özel mimari yapılar, otel ve AVM’ler 20 kat üstü yapılar, termik santraller, büyük baraj yapılarımızı izlemek için Yapı İzleme Sistemlerini kuracağız” şeklinde konuştu ve Türkiye Bina Envanterinin bu anlamda hazırlanacağına dikkat çekti.
Afetlere yönelik İHA’lar için çalışma başlatılacağına vurgu yapan Bakan Murat Kurum, konuya ilişkin “Boyutları ve ergonomisiyle, gerektiğinde binalara yaklaşacak ve hatta içinde gezebilecek kabiliyette insansız hava ve kara araçları geliştireceğiz” açıklamasında bulundu ve yapı sektörünü yakından ilgilendiren başka bir kararı da duyurdu.
Açıklamasında “Tüm inşa süreçlerimizde, çerçeveli perdeli ve panel sistemlerini, hafif beton ve çelik lif katkılı betonlar, kauçuk ve çelik sismik izolatör uygulamalarını yaygınlaştıracağız” diye konuşan Murat Kurum, araçlar nasıl periyodik olarak muayeneye tabi tutuluyorsa Türkiye’de tüm binaların da aynı periyodik muayenelere tabi olacaklarını belirtti.
“Tüm yapılarımızda; mimar, mühendis ve şehir plancılarından oluşturacağımız yeni bir birim tarafından bu muayene işlemi yerinde, gidilerek düzenli olarak yapılacaktır” ifadelerini kullanan Bakan Kurum, kentsel dönüşümde riskli yapı stoğunun miktarına göre yeni bir önceliklendirme yapılacağını; bu kapsamda yeni bir program oluşturulacağını ve her il için ayrı bir finansman modelinin, projeyle beraber hayata geçirileceğini açıkladı.